Mavimarmara
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ölümle Söyleşi

Aşağa gitmek

Ölümle Söyleşi Empty Ölümle Söyleşi

Mesaj  elifgibi Cuma Tem. 22, 2011 8:20 pm

Ölümle Söyleşi 29cb0

Ey ölüm!
Ey, bu dünya hayatını öbür ikizine bağlayan göbek bağı!
Ey, dünya ile ahiret arasındaki sırlı kapı! Ey, ölüm meleğinin bile
geçmek zorunda olduğu ğaybi dehliz! Ey, sevmeyeni seveninden çok olan
kaçınılmaz kader! Ey, çoklarının peşinen suizan ettiği tükürük hokkası!
İyi ki varsın. Senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemezdim. Zaten
böyle bir dünya yaşanacak bir dünya da olmazdı. Düşünsene ey ölüm,
farzı muhal sen ölmüşsün, insan ölümsüzleşmiş. Ne olurdu şu yalan
dünyanın hali? Kim tutardı insanoğlunu? Ne frenlerdi insanoğlunun
ihtirasını? Azgınları, sapkınları, zalimleri, kafirleri, hainleri,
gafilleri kim zaptederdi?
Nemrutlardan bunaldık mı, ölüm var deyip teselli oluyoruz. Firavunların
zulmünden gına geldik mi, ölüm var deyip teselli oluyoruz. Zalimlerin
pençesine düştük mü, ölüm var deyip teselli oluyoruz. Eşkıya dünyaya
hükümdar oldu mu, ölüm var deyip teselli oluyoruz. Ya sen de olmasan,
ne teselli eder bizi?
Ha, yanlış anlaşılmasın: Bizi teselli eden bizatihi senin varlığın
değil. Asıl teselliyi, seninle gelen Hesap Günü ile buluyoruz. Biz
ölümü, büyük mahkemeye çıkış için bir celp olarak anlıyoruz. Zaten,
seninle teselli olmamızın anlamı, ilahi adalete olan güvenimiz. Sen
sadece bizi ilahi adalete yaklaştıran bir araçsın.
Ey ölüm!
Sana hazır olmayanlar, seni kötü göstermek için ne kadar büyük gayret
harcıyorlar? Onlara sormak geliyor içimden: Siz kaç kere öldünüz? Ölümü
ne kadar tanıyorsunuz? Ölümü karalamakla ne umuyorsunuz?
Sana yapılan en büyük iftira, senin bir intikal değil, bir unutuluş ve
yok oluş olduğunu söylemektir. Bunu söyleyenler, suçluluk
psikolojisiyle sana iftira ediyorlar. Mahkeme kaçağı bir suçlu gibi
davranıyorlar. İlahi adalet önünde yargılanmaktansa, yok olup gitmeyi,
unutuluşa terk edilmeyi tercih ediyorlar.
Dünyaya kazık çakmak için elinden geleni yapan bu tip, neden ahiret
diye bir hayatın olmasını istemez ki ey ölüm? Bu uğurda, neden var
oluşundan vazgeçmeye kalkar? Nedir bu tipin gözünü bu kadar korkutan,
aklını bu kadar dumura uğratan, kanını tepesine sıçratan? Sahi, insan
hiç yok olmayı, unutuluşa terk edilmeyi ister mi? Bu talep, insanın
kendi kendisini böceklerle, sineklerle, amiplerle eşitlemesi değil de
nedir? İnsan neden kendisine bu hakareti reva görür? Ebedi bir hayatın
kollarında yaşamak varken, niçin keşke toprak olup gitseydim der?

Sebebi, vahyin küfürdediği şeydir değil mi ey ölüm? Sebebi tek dünyalı
bir hayat yaşamaktır: tek dünyalı ve dünyacı, dünyaya meftun, dünyaya
bağlı Böyle biri öbür dünya için hiçbir şey hazırlamaz. Değil mi ama;
kim inanmadığı bir dünya için bir şeyler biriktirir? Eğer inandığı
halde bir şeyler hazırlamamışsa, o da ayrı bir beladır. Suyu getirenle
testiyi kıranı kim bir tutar? Bu ALLAHa iftira olmaz mı?

Sana yapılan bir başka iftira, senin uyku olduğunu söylemektir. Bu
iftira, aynı zamanda bunun tersini söyleyen Hz. Peygamberi de
yalanlamaktır.

Sahi ey ölüm, birileri omuzlarında taşıdıkları cesetleri toprağa
gömerken, neden rahat uyu derler. Bunu ölenin nasipsizliğine mi
yormalı, gömenin nasipsizliğine mi, yoksa her ikisinin nasipliğine mi?

Duydun mu ey ölüm bu güruhun ebedi istirahatgah edebiyatını? Kim bilir
sen bile gülmüşsündür bu trajikomik duruma. Ebedi istirahatgâhmış.
Bunlar kendilerini ne sanıyorlar ey ölüm? Toprağın üstünde yürüttükleri
saltanatlarını toprağın altında da, hatta ahirette de yürüteceklerini
mi sanıyorlar?

Veya aslında bir şey sandıkları yok da, ölüm karşısında yaşadıkları
derin şaşkınlık ve çaresizliği örtmek için, bu söylemleri bir tür zihni
alkol ve uyuşturucu olarak mı kullanıyorlar?
Doğru ya ey ölüm; ALLAH rahmet etsin diyemezler ki? Hem nasip olmaz,
hem dilleri varmaz. Bunu demek için 1) ALLAHa, 2) ahirete, 3) ilahi
rahmete inanmaları lazım. Hem ALLAH kimlere rahmet edeceğini, Haşr
suresinin 10. ayetinde açıkça buyurmuş. Bu ayette ALLAH müminlere
kimler için rahmet dileyeceklerini öğretiyor. Kendisine ALLAHtan rahmet
dilenecek kimselerin olmazsa olmaz özelliği, İmanla göçüp gitmiş
olmaları.
İman kalpte gizlidir diye üfürecek olanlara, söylenecek söz belli: Bir
Müslüman da zaten kalpte gizli olandan yola çıkarak rahmet dilemez,
ölenin hayatına bakarak diler.
Ey ölüm!
Sen hep konuş. Sen konuşunca herkes susuyor. Senin sesin herkesinkinden
gür çıkıyor. Ama ahir zamanda bir güruh peyda oldu: Sen konuşunca,
hatta bağırınca dahi susmayan. Senin sesini bastırmak için gürültü
patırtı yapan.
Bu güruh da dahil, hiç kimsenin senin elinden kaçamayacağını bilmek
bizi teselli ediyor. Asıl soru şu: Bizi teselli eden şey, neden onları
bunca küstahlaştırıyor?

Mustafa İslamoğlu

elifgibi

Mesaj Sayısı : 141
Puanlama : 394
Kayıt tarihi : 20/07/11

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz