Mavimarmara
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

"Kevser""Kevser""Kevser"

Aşağa gitmek

"Kevser""Kevser""Kevser" Empty "Kevser""Kevser""Kevser"

Mesaj  elifgibi Çarş. Tem. 20, 2011 2:32 am

Ömer Sevinçgül


"Ebter" diyorlardı. "Nesli kesik"
demekti bu kelime. Câhiliye Arapları için erkek evlat önemliydi. Kız
çocuklarını hakir görüyor, onlardan utanıyor, daha da ileri gidip diri
diri topraklara gömüyorlardı yavrucakları. Nesli devam ettirecek olan
erkek çocuktu, onlara göre. Oysa Peygamberimizin erkek evladı yoktu.
Doğanlar da kısa bir süre sonra vefat etmişlerdi. Bunu bile dillerine
dolamışlardı müşrikler. Sadece kız babası olması sebebiyle o Şanlı
Nebi’ye hakaret ediyor, incitiyorlardı onu. Güya nesli devam etmeyecekti
Peygamberimizin. Bunun üzerine Kevser sûresi indi. Rahman, o sonsuz
merhametiyle Resûlünü teselli etti ve kâfirlere de cevap verdi. "Sana
kevseri verdik" buyuruyordu Rabbimiz. "Ebter" öbürleriydi, o azgınlar
güruhu. Peki neydi kevser, ya da kimdi?
Tefsirler muhtelif...

Kevser,
cennette Allah Resûlüne verilecek bir havuzun adıdır, diyenler var.
Onun sünnetine ittiba edenler, onun yolundan gidenler yararlanacaklar bu
havuzdan. Adını ve hikmetini bir derece biliyoruz, ama mahiyetini
bilmiyoruz.

Bilmemize de imkân yok, çünkü biz henüz dünyadayız.
Dünyevî mikyaslarla âhiret âlemlerini tahayyül etmek bile mümkün değil.
Ana rahmindeki bir çocuk, hiç görmediği, ama sadece adını duyduğu
okyanusu, güneşi, ağacı nasıl hayâl bile edemezse, dünyanın karnında
olan bizler de âhireti tahayyül edemeyiz. Âhiret ile dünyanın farkı,
dünya ile rahmin farkı gibidir.

"Kevser, Fatımadır"
diyenler de var. Bir feyz ve nur pınarıydı O. İnsanlık âleminin ve
İslâmiyet semasının en parlak yıldızları onun neslinden geldi. Sayısız
imamlar, âlimler ve velilere anne oldu. "Her nebinin nesli kendindendir,
benim neslim ise Alinin neslidir" buyurmuştu Peygamberimiz. Yani
Fatımanın nesli. Bu kutlu nesil, her nereye giderse orayı yeşerten bir
duru su gibi, ulaşabildiği bütün beldeleri İslâm bahçelerine çevirdi.

"Kevser, Kurândır"
bir kavle göre. Kurânın nuruyla, pek azı müstesna olmak üzere, o
zamanın bütün insanları nurlandı, İslâma girdi, bir bakıma
Peygamberimizin nesli oldu. Ebu Cehilin oğlu İkrime bile İslâm saflarına
katılıp, babasının izinden ayrıldı. Böylece müşriklerin nesilleri
kesildi, ama Peygamberimizin manevî nesli gür bir ırmak gibi istikbal
cânibine akmaya başladı. Ebediyete kadar da akacak bu kutlu nehir. Tarih
gösterdi ki, "ebter" olanlar ancak müşriklerdir. Bu âyette bir de müjde
vardı, Allah, istikbalde İslâmın galebe edeceğini îma yoluyla
bildiriyor, Resûlünü teselli ediyordu. Bu örtülü mânâyı Efendimizin
anlamaması mümkün mü!

Kevser kelimesinin daha pekçok mânâsı var.
Birini alıp öbürlerini terketmeye de hiç gerek yok. Çünkü, bu anlamların
hiçbiri diğerlerine aykırı değil. Kurân, mûcize derecesinde vecizdir.

İşte
en güzel örneklerden biri Kevser sûresi! En meşhur mânâyı "cennetteki
havuz" diye kabul edersek, öbür mânâlar benzetme yoluyla bildirilmiş
demektir. Burada, Kurânın bir edebiyat mûcizesi olduğunu da hemen
hatırlayalım.

elifgibi

Mesaj Sayısı : 141
Puanlama : 394
Kayıt tarihi : 20/07/11

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz