Mavimarmara
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama

Aşağa gitmek

Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Empty Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama

Mesaj  elifgibi Salı Tem. 26, 2011 10:00 pm

Rahmân ve Rahîm (olan) Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’ın adıyla…
Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama 114
1-6. De ki: “İnsanlardan, cinlerden ve
insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesveseci şeytanın şerrinden,
insanların İlahı, insanların Sahibi
ve insanların Rabbi olan Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’a sığınırım.”


-------------------------------------------------------------------------



BU SUREYLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER


Adı: Kur’an’ın bu son iki suresi Felak ve Nas, ayrı ayrı iki sure ise de
ve Kur’an’da böyle yazılı olmakla birlikte, aralarındaki yakın ilgi ve
konularının yakınlığı nedeniyle iki sureye ortak isim konularak
“muavezeteyn” denilmiştir. Yani “sığınma” sureleri ismini almışlardır.
İmam Beyhakî, Delâilu’l Nübüvve’de şöyle yazar: “Bunlar bir arada nazil
olmuşlardır. Onun için isimleri ortaktır ve muavezeteyn’dir.” Biz de bu
nedenle iki surenin ön bilgi kısmını ortak yaptık. Çünkü bu surelerle
ilgili konular aynıdır.


Nüzul Zamanı:
Hasan Basrî, İkrime, Ata ve Cabir b. Zeyd, bu
surelerin Mekkî olduğunu söylemişlerdir. İbni Abbas’tan da aynı kavil
nakledilmiştir. Ama İbni Abbas’ın bir diğer kavli olarak bu surelerin
Medenî olduğu da rivayet edilmiştir. Aynı kavil İbni Zübeyr ve
Katade’den de mervîdir. Bunu destekleyen bir hadisi Müslim, Tirmizî,
Neseî, Ahmed b. Hanbel, Ukbe b. Amir’den rivayet etmişlerdir. Bu hadiste
Rasulullah Ukbe’ye şöyle buyurmuştur: “Haberin var mı, bana bu gece
emsali olmayan ayetler nazil oldu. Bunlar Felak ve Nas’tır.” Bu hadise
dayanarak bu surelerin Medenî olduğu söylenmiştir. Çünkü Ukbe b. Amir,
hicretten sonra Medine’de müslüman olmuştur. Ebu Davud ve Neseî de
Ukbe’nin beyanını nakletmişlerdir.


Bu kavli destekleyen ikinci rivayeti İbni Sa’d, Bağavî, Mahî
el-Sünne’de, İmam Nesefî, Hafız İbni Hacer, Hafız Bedrettin Aynî, Abd b.
Humayd vs. nakletmişlerdir: “Medine’de yahudiler Rasulullah’a sihir
yaptılar. Bu nedenle Rasulullah hastalandı. Bunun üzerine Felak ve Nas
sureleri nazil oldu.” İbn Sa’d Vakıdî’den bu olayın Hicri 7′de
vukubulduğunu rivayet etmiştir. Süfyan b. Uyeyne buna dayanarak Felak ve
Nas surelerini Medenî olarak kabul etmiştir.


İhlas suresinin girişinde de açıklandığı gibi, bir sure veya ayetin
filan yerde, filan olay üzerine nazil olduğu söylenmişse bunun anlamı, o
sure veya ayetin o anda ilk defa nazil olduğu değildir. Bazen daha önce
nazil olmuş bir sure veya ayetin, bir olay nedeniyle Rasulullah’a
tekrar okuması bildirildiği için muhataplara cevap olarak okunduğundan
bu ayet veya surenin o anda yeni nazil oldukları zannedilir. Bize göre
Muavezeteyn için de aynı şey geçerlidir. Surelerin muhtevası açıkça
Mekke döneminin başlangıcında nazil olduklarını göstermektedir. O
zamanlar Rasulullah’a muhalefet şiddetlenmişti. Çok sonra Medine’de
Yahudilerin, münafıkların ve müşriklerin muhalefeti şiddetlendiğinde
Rasulullah’a aynı sureler işaret edilmiş ve Ukbe’nin de rivayet ettiği
gibi bu sureleri okuması telkin edilmiştir.


Rasulullah’a sihir yapılıp hasta edildiği için bir ara, içinde sıkıntı şiddetlendi. O zaman Cebrail (a.s)
Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’ın
emriyle gelerek Felak ve Nas surelerini okumasını tavsiye etti. Onun
için bize göre bu surelerin Mekkî olduğunu söyleyenlerin sözü daha
doğrudur. Bu surelerin sadece sihir hakkında nazil olduğunu düşünmeye,
Felak suresinde sadece bir tek ayetin sihirle ilgili olması, diğer
ayetlerin ise sihirle ilgili olmaması engeldir. Ayrıca Nas suresinin
bütününün de sihirle ilgisi yoktur.

Konusu: Mekke’de bu
iki surenin nazil olduğu dönem, İslamî davetin başlarında kafirlerin
arılar gibi Rasulullah’ın başına üşüştükleri zamana denk düşer. O
dönemde, İslamî davet yayıldıkça Kureyş’in muhalefeti de
şiddetleniyordu. Rasulullah ile uzlaşabilme ümidi taşıyorlarken
yaptıkları muhalefet o kadar şiddetli değildi. Ama Rasulullah din
hakkında uzlaşma olamayacağını açıklayarak kafirlerin ümidini kestiğinde
Kafirun suresinde de: “Sizin taptıklarınıza ibadet edenlerden değilim.
Benim ibadet ettiğime de sizler ibadet edenlerden değilsiniz. Onun için
benim yolum, sizin yolunuzdan ayrıdır.” denildikten sonra kafirlerin
düşmanlığı zirveye ulaşmıştı. Özellikle, kafir ailelere mensup olup da
İslam’ı kabul edenlerin (kadın-erkek, oğlan-kız) durumu, bu kafir
aileleri çileden çıkarıyordu.


Her ev Rasulullah’a cephe almıştı. Bu arada Rasulullah’ı öldürmeyi
tasarlıyorlar ve Haşimoğulları intikam almasın diye kimin öldürdüğünün
bilinemeyeceği gece karanlığında bu işi gerçekleştirmeyi planlıyorlardı.
Ayrıca ölsün, hastalansın veya deli olsun diye Rasulullah’a sihir de
yapıyorlardı. Cinlerden ve insanlardan şeytanlar, Rasulullah’a düşmanlık
etmeleri ve ondan uzak durmaları için halkın kalbine vesvese vermek
üzere yayılmışlardı. Pek çoklarının kalbinde haset ateşi yanıyordu.
Çünkü kendi kabilelerinden başka bir kabilenin kendilerini geçmesine
dayanamıyorlardı. Ebu Cehil, Rasulullah’a olan muhalefetini şöyle
açıklamıştı: “Bizimle Abdu Menaf (Rasulullah’ın kabilesi) arasında yarış
vardır. Onlar yedirir, biz de yediririz. Onlar binek verir, biz de
veririz. Onlar bağışta bulunur, biz de bulunuruz. Biz ve onlar şerefli
olma bakımından hep eşit olduk. Şimdi onlar, ‘Bize bir peygamber geldi
ve gökten vahiy alıyor.’ diyorlar. Bu konuda onlarla nasıl
yarışabiliriz? Andolsun, kesinlikle ona inanmayacak ve onu tasdik
etmeyeceğiz.” (İbni Hişam, C.1, sh. 337-338)


Yukardaki şartlarda Rasulullah’a şöyle söylemesi emredilmiştir: “Onlara
de ki; ben doğmakta olan sabahın Rabbine sığınırım, mahlukların
şerrinden, gece karanlığının şerrinden, büyücülerin şerrinden, hased
edenlerin şerrinden. Ve onlara de ki; İnsanların Rabbi’ne sığınırım,
insanların Meliki’ne, İlahı’na. Vesvesecinin şerrinden. Cinlerden
şeytan; veya insanlardan şeytan olsun.” Aynı şekilde, Firavun Hz.
Musa’yı öldürmek istediğinde Hz. Musa’ya şöyle buyurulmuştur: “….hesap
gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize
sığındım.” (Mü’min: 26) . “Ben, beni taşlamanızdan, benim Rabbim ve
sizin Rabbinize sığındım” (Duhan: 20) .


Bu iki olaydan da anlaşılıyor ki,
Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’ın
peygamberleri yoksul durumda iken ve ellerinde imkan yokken, çok
kuvvetli kafirlere karşı fiilî mücadeleyi başlatmamışlardır. Yukarıdaki
iki olayda da, düşmanları hakka davet ederek doğru yolu gösterdikleri
açıktır. Bu peygamberler, dayanabilecekleri hiçbir maddi imkana sahip
olmamalarına rağmen sözkonusu iki olayda da düşmanlarını tehdit etmiş ve
korkutmuşlardır. Buna karşılık sadece: “Size karşı kainatın Rabbine
sığındık” demişlerdir. Apaçıktır ki böyle bir sebatı, Rabb’in en büyük
kuvvet sahibi olduğuna inanan bir kişi gösterebilir. “Ben, hak kelimeden
hiçbir taviz veremem, ne yapacağınız umurumda değil” diyebilecek kişi
de, işte böyle bir imana sahip olan kişidir. Çünkü o, kendisinin ve
bütün kainatın Rabb’ine sığınmaktan başka güvenceye ihtiyaç duymayacak
iman seviyesindedir.

Fatiha Suresinin Muavezeteyn İle İlişkisi:

Muavezeteyn hakkında dikkat çeken bir nokta da, Kur’an’ın başlangıcı
ve sonu arasındaki ilişkiyi sağlamasıdır. Kur’an nüzul sırasına göre
düzenlenmemiştir. 23 senede ve çeşitli yerlerde; zamana, şartlara ve
ihtaçlara göre nazil olan ayetlerin, surelerin sırası Rasulullah
tarafından değil, Kur’an’ı indiren Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’ın
emriyle düzenlenmiştir. Bu sıraya göre Kur’an Fatiha ile açılır,
muavezeteyn ile son bulur. Bu iki sureye dikkat edilirse; açılışta:
Rahman ve Rahim, din gününün sahibi olan Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr’a hamd-ü senâdan sonra, kul şöyle arzeder: Ey Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctrım, ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dilerim. İhtiyacım olan en büyük yardım olarak bana doğru yolu göster.. Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr
(c.c.) da (c.c) , doğru yolu göstermek üzere cevap olarak bütün
Kur’an’ı ortaya koyar. Sonra Rabb’ul Felak, Rabb’un Nas, Melik’un Nas ve
İlah’un Nas olan Standart Nas Suresi - 114 - Açıklama Dctr
(c.c.) şöyle seslenmemizi emreder: “Mahlukun her çeşidinin fitne ve
şerrinden sana sığınırım. Özellikle cin ve insanlardan vesvese veren
şeytanlara karşı. Çünkü doğru yoldan saptıran en büyük engel onlardır.”
Bu açılış ve kapanış arasındaki uygunluk ve ilişki hiçkimseye kapalı
değildir. (Tefhimü’l-Kur’an, Mevdudi)

elifgibi

Mesaj Sayısı : 141
Puanlama : 394
Kayıt tarihi : 20/07/11

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz